|
|
Denke ich an die
Gemeinsamkeiten zwischen Finnen und Griechen, Esten und Andalusiern, Belgiern
und Rumänen, spüre ich sogleich einen Nachgeschmack dieser Süßspeise
von Noahs Küche im Mund.Zugegeben,
die Aschure macht Blähungen, ob mit oder ohne die Türkei.
Ganz ehrlich! Die
einzige Gemeinsamkeit, die die Europäer miteinander haben, ist ihre
Türkenangst!Wie
oft haben sie ihre Schlachten gegeneinander unterbrochen und sich gegen
die Türken vereint? Gut, dass die Türken sich hin und wieder
am östlichen Horizont gezeigt haben, sonst hätten sich die Europäer
gegenseitig ausgerottet. Es hätte heute keinen einzigen Europäer
gegeben. Fazit: sie verdanken ihre Existenz uns Türken.Zudem
kamen die Europäer durch die Türken immer wieder zusammen. Ohne
die Türken hätten sie sich nie vereinen können. Dank den
Türken haben sie eine Union gegründet. Ohne uns Türken
gäbe es heute keine EU.
Also, wir sind quasi
"externe Mitbegründer" der EU. Die
Türkei und Europa sind zwei Gegenstücke, die sich ergänzen
wie "Topf und Deckel, oben und unten, Norden und Süden, Anfang
und Ende". Wir sind Yin und Yang. Jahrtausende lang waren wir Türken
auf der Suche nach unserem eigenen Yang Richtung Westen, und in dieser
Sackgasse namens "Europa" haben wir es endlich gefunden. Das
Schicksal ist besiegelt. Wir können auf die Europäer nicht mehr
verzichten. So masochistisch wie wir Türken veranlagt sind, so sadistisch
gibt sich die EU.
Die
EUmanen kommen!
Aber nicht ohne Hochzeitswünsche.
Bis heute haben stets die Europäer uns ihre Normen diktiert. Nun
sind wir dran. Hier sind einige Türkenstandards:
Ihr wollt von
uns unbedingt Zypern, das geht aber nicht. Wir können Euch Zypern
nicht geben, das ist gegen unsere Tradition. Denn bei uns wird erst die
ältere Tochter verheiratet und nicht die jüngere.
Die Türken
verstehen unter "Sauberkeit" "Taharatlanmak". Kurz:
die Europäer benutzen Klopapier, wir Wasser. Darum haben unsere Klos
dafür vorgesehene Vorrichtungen, genannt "Taharat muslugu".
Also, wenn wir irgendwann in der EU sind, dann müssen alle Klos von
Portugal bis Malta, von Lettland bis Sizilien "Taharat Muslugu"
haben (Finnen ausgenommen, sie haben sie bereits installiert). Notfalls
akzeptieren wir auch wassergefüllte Cola-Flaschen.
Die Schatten aller
Berge in ganz Europa werden von allen Winkeln aus beobachtet, und jene Gebiete,
in denen die Schatten "Atatürk" ähneln, werden unter
Denkmalschutz gestellt und abgesperrt. Das Weiden von Tieren jeglicher Art
wird auf diesen heiligen Geländen untersagt.
Mit einem Gesetz
wird die Verunglimpfung der Europäischen Fahne unter Strafe gestellt.
Ab sofort darf man mit der EU-Fahne weder Fußball spielen noch sie
als Bikini tragen. Denn einer von diesen unzähligen Sternen ist unser
Stern. Dennoch sind wir kompromissbereit: Wenn einer sie trotzdem tragen
muss, dann wird unbedingt darauf geachtet, dass unser türkischer
Stern nicht direkt auf den Genitalbereich fällt.
Die Demokratie
ist eine mimosenhafte Angelegenheit. Sie ist hyperempfindlich und muss
geschützt werden. Diese Aufgabe wird unserem Militär anvertraut.
Sobald wir
Vollmitglied der EU sind, wird der Traum der Osmanen endlich in Erfüllung
gehen und das Ziel unserer osmanischen Ahnen erreicht sein. Daher wird
Istanbul die Hauptstadt des EUmanischen Imperiums und alle Bürger
werden fortan nicht mehr "Europäer" heißen, sondern
"EUmanen".
© Muhsin Omurca
|
|
|
|
|
WDR-Türkce'de
yayinlanan skeclerden secmeler:
SIGARA, UYUM ve TÜRKLER
Son zamanlarda Almanlar
ciddi ciddi "integrasyona" takti kafayi. Illa da entegre edecekler
bizi. Kurslar aciliyor, uyum kitaplari hazirlaniyor. O kadar da lop degiliz
herhalde, Türkleri ufak ufak geri gönderme planlari bunlar...Dolayli
yollardan Türklere "tschühüsss" dedirtecek yasalar
cikiyor. Kamufle kanunlar, Türklerle hicbir alakasi yokmus kilifinda
yasalar. Mesela: SIGARA yasagi. Sigara yasagi demek, Türklere yasak
demek. Sigarasiz Türk düsünülür mü hic?
Bir yildir farketmediniz
mi. Tren istasyonlarinda denediler. Sigara icenleri önce istasyonun
icinde bi yere topladilar, birkac ay sonra perona cikardilar, bi zaman
sonra taaa peronun dibine sürdüler. Üc aylik periyotlarla
perondan da asagi indirecekler, eski püskü bi wagona tikistiracaklar.
Restoranlardan gelenleri de aralarina katip, caktirmadan Köln-Frankfurt-Stuttgart-Münih-Avusturya
istikametine dogru yola dizecekler. Tuvaletlerde, balkonlarda, evlerde
de yasaklaninca ikinci kafile rotaya girecek.
Ücüncü
asamada da sigara eroinle es tutulacak, yaninda bulundurmak bile suc olacak.
Dumansiz yasayamayan Türk ise "Batsin bu Alamanya" diyerek
sigarasiyla terki diyar eyleyecek...Diye plan yapiyorlar.
Ama hayal görüyor bizim Almanlar. Türklerin elinden tespih
agzindan sigara düsmez. Biz sigarayi icerken yutabilen tek milletiz.
Sigara Türk'ün
Anavatinidir. Öyle kanunlarla, yasalarla, paket üstündeki
"Sigara öldürür, söndürür, süründürür"
gibi eften püften ikazlarla kolay kolay terk etmez. Bize, kanser,
aids, trafik canavari, viz gelir tiris gider. Türk'ü sigaradan
uzaklastiracak, sigaraya "lanet ossun, icmiyorum su zikkimi"
dedirtecek tek yol var. Aramizda kalsin. Yaz paketin üstüne
üc kelime:
"SIGARA HOMO
YAPAR!"
bak bi daa agzina
aliyor mu?
***
TAM BIR ISKENCE
"DER, DIE, DAS"
Tamam uyum saglamasina saglayalim da illa su Almanca'yi ögrenmek
zorunda miyiz?
Almanca ögrenmeden saglasak? He? Olmaz mi?
Yani ne biliym, öyle ha deyince ögrenilcek bi dil degil de.
Baksana Isvicrelilere. Onlar da 3 bin senedir ögrenmeye calisiyorlar,
netice meydanda. Bir Isvicreliyi Almanca konusmaya cabalarken dinleyince
valla hic hevesi kalmiyor insanin.
Neden bu Almanlar bööle zor bi dil buldular saniyorsun? He?
Neden? Kendi aralarinda kalmak istiyorlar da ondan.
Mesela su artikel olayi, der,die,das. Türkcemizde yok böyle
gaydiriguppak seyler. Tam bir iskence bu der'ler,die'ler,das'lar. Insan
haklarina tecavüz.
Gel de sen simdi anneme "der,die,das"i anlat bakalim. Nasil
anlatirsin? Ben de anlamiyorum ki. Anlamadigim seyi nasil anlatayim? Üc
tane ici bos kelime, der,die,das, ama illa da kullanacaksin. Eee anlami
yok, hava civa...Ossun kullanilacak.
Cok cins bi durum.
Aramizda kalsin, ama bakin simdi bir Alman, 100 kelime sarfetse ee bunun
50 tanesi "artikel: der,die,das"...Yani bi Alman nutuk cekse
söylediklerinin yarisi hava, civa...Öyle degil mi? Bakin Almanlarin
kitaplarina. Hepsi kütük gibi kalin. 500 sayfadan asagi kitap
yok. Bi de gururlaniyorlar. Yok "en kalin kitap bizim kitap".
Ohhoooo yavrum benim, öyle kitap ben de yazarim, yarisi der, die,
das! - der, die, das! - der, die, das!...
Biz Türkler öyle "der, die, das" gibi kagit helvayla
zaman gecirmeyiz. Aninda konuya konsantre oluruz. Kitaplari da öyle
abur cuburla doldurmayiz biz buba.
Isin en perdesi siyrik yani ne biliyor musunuz? Bu der,die,das'larin cinsiyetlerinin
olmasi...Der, erkek; die, disi; das da ,eeee, hadim...Posetlik kelimeler
yani. Nasil anlatirim bunlari ben anama? Zirt pirt aptesi kacar kadincagizin.
Hem sonra ya soruverirse "Die Tür, kapi neden disi oluyormus?"
diye...Nasil izah ederim anama? Arasira gicirdadigi icin miiiiiiii...Acilip
kapandigi icin miiiiiiii.... I-ih! Mümkünati yok bizim Türklere
bu artikelleri ögretemezler. Biz NUH der; der, die, das demeyiz abi.
Yerseniz.
***
GLOBAL KRIZ ve BIZ
Küresel kriz
yok geldi, yok gelecek, yok teget gecti, yok icimizde patlayacak...
Kardesim, Türklerin bu krizdeki rahatligi hic de "bosvermislikle
veya vurdumduymazlikla" falan ilgili degil. Bu kriz bize viz gelir
tiris gider diyorsak bir bildigimiz var ki ondan öyle diyoruz.
Neden mi?
2000 - 2001 krizini
hatirlayin.
Neredeyse batmistik.
Öyle degil mi?
Iyi de, neden batmadik
peki?
Meshur Türk akli
sayesinde.
Aciklayayim.
O dönemin Milli
Güvenlik Kurulu Genel Sekreterini hatirliyor musunuz? Orgeneral Tuncer
Kilinc. Pasamiz Kilinc, memleket tam da ekonomik krizden nefes alamaz
hale gelmisken, Brüksel'de yabanci gazeteciler ve isadamlarina bir
konferans vermis, Türk aklinin nelere muktedir oldugunu bir kere
daha tüm dünyaya ispatlamisti.
Ne demisti Kilinc
pasamiz? Evet Türkiye'de ekonomik kriz vardir ama bu krizin cözümü
de vardir, demis ve eklemisti: "bana yetki versinler, krizi 24 saatte
cözeyim" diyerek, dünyaqda bizden baska hickimsenin aklina
gelmeyecek cözümü - patentini bile almaya gerek görmeden
tüm dünya basinina aciklayivermisti - "Matbaamiz var, kagidimiz
var, yesil boyamiz var! 24 saat amerikan dolari basalim, bu dolarlari
da esnaflara faizsiz kredi olarak dagitalim, iki gün sonra krize
el fatiha!" demisti fikrinin ince gülüne kurban oldugum
pasam.
Gerzek Avrupali gazetecilerle
isadamlari gülüp gecmislerdi pasamizin bu fikrine ama elinizi
vicdaniniza koyun simdi: krizi atlattik mi, atlatmadik mi? He?
Atlattik.
Bosuna demiyor devletimiz
"Bu kriz de bizi irgalamaz",diye, neden? "matbaamiz var,
yesil boyamiz var, kagidimiz var!"... Valla kizdirmasinlar kafamizi
24 saat dolar basar dünyayi satin aliriz, hem de pesin paraya.
***
YÜKSEKOVA'nin ilk TRAFIK LAMBALARI
Birkac ay önce
Yüksekova tarihinde ilk defa trafik lambalari ile tanisti malumunuz
ve en nihayet bu kasabamiz da milli oldu.
Gazetelerin yazdigina
bakilirsa Trafik lambalari dikilir dikilmez görülmemis bir kaos
olmus Yüksekova'da. Bazi vatandaslar lambalari termal kamera sanmis.
Etrafta "PKK cileri ariyorlar" dedikodulari yayilmis. O nedenle
bazilari lambalari görür görmez posuyla yüzünü
gözünü örtüp yönünü degistirir
olmus...Bi yanda "sari isiktan" hemen sonra, "kirmizi"
yaninca küfrede küfrede sahayi terkeden kamyoncular. diger yanda
"yesil" yaninca "eyvah gene alkollü yahalandik"
diye arabasini da ehliyetini de oldugu yerde birakip gidenler... Tam bi
curcuna.
Hatta bir asiret neredeyse kursunlamaya kalkmis lambalari güya, neymis
"her seferinde burdan gecerken bizim hatunlara göz kirpiyo bunlar"
diyesiymisler.
Normaldir. ilk defa
trafik lambasi görmüsler hayatlarinda.
Diyeceksiniz simdi;
ohhooo ilk trafik lambasi 90 sene önce Amerika'da kuruldu. Ne bu
yaaa, 90 sene mi sürer Hakkariye gelmesi bi lambanin?
Iyi ama Amerika nireee
Yüksekova nire kardesim? Hem sonra belki yolda ne badireler atlatti
o lambalar? Ne tsunamiler ne firtinalar. ne korsanlar..Önemli olan
gelmis mi lambalar Yüksekovaya? Gelmis! siz ona bakin? Valla Allah
devletimizi basimizdan eksik etmesin. Ya devletimiz olmasaydi basimizda
noolcakti? He? Belki Yüksekova bi 100 sene daa lambasiz kalacakti,
yeaaa...
Bu arada öküzün
altinda buzagi arayanlar da az degil yani, bizim Erol gibi, nam-i diger
Profit Erol... Asil sebep ne uzakligi, ne de yüksekligi imis Yüksekova'nin.
Profierol'un dedigine bakilirsa asil sebep lambalarin rengiymis; SARI
- KIRMIZI - YESIL. Yanyana gelmesi yasah üc renk. Iyi de bu lambalar
ayni anda yanmiyo ki kardesim, hepsi tek tek sirayla yaniyor.
- Hadi farzedelim
ücü de ayni anda yandi, dedim ProfitErol'a, noolcak yani? He?
- Nolcagi var mi?
diyor Profit Erol, KISA DEVRE yapar!
- E peki kisa devre
yapsa nolcak yaaa?
Profit Erol'un gözler
bilardo topu gibi oldu aninda:
- Olmaz, Yüksekovadaki
lambalar kisa devre yaptigi an "Ankara'nin sigortasi" atar!
***
UYUM SINAVI
Almanya artik yabancilara
oturma müsadesini imtihanla verecek. Önce 600 saat uyum kursuna
talim. Kaytarmak yok, kisla disiplini...Allahtan yatili yapmiyorlar.
Kursun sonunda tabii ki bir de bitirme sinavi var.
Aldigim duyumlara göre aynen "sürücü kursu"
sistemine göre olacak prosedür. 600 saat teori, 30 gün
pratik...Bi yazili bi sözlü sinav. Iki kere üstüste
cakan önce deli doktoruna, sonra Heino konserine...
Imtihani kazanana 2 senelik "acemi uyumlu" statüsü.
Ensesine bir etiket: dikkat yeni uyum saglamistir. Diyelim daldin, "cccyyok"
yere tükürdün! Bitti. Sil bastan. 600 saat kurs...
Kim görecek yaaa, demeyeceksin. Hükümet bu uyum meselesini
acaip ciddiye aliyor, bos birakir mi hic? Her sokaga bir kamera yerlestirecekler,
hatta uyum radarlari monte edilecek. Almanlara "gavur" mu dedin?
Sssssrak radar! 3 puan. Kuytu yer firsat bu firsat diye cocugu allah ne
verdiyse essek sudan gelinceye kadar söööyle bir islatayim...diye
aklindan mi gecirdin? Yandin 4 puan. Amma attin be Mussin, yukarda Allah
var, ne düsündügümü ondan baska kim bilecek,
deme. Yukarida bir de Google var. Illa birinin gözleri kulaklari
senin üstündedir.
Aha buraya yaziyorum, Mussin dediydi dersiniz, Flensburg'da herkese ikinci
bir dosya acilacak. Her kulun bütün uyum günahlari aynen
o ikinci dosyaya. 12 puani doldurunca, oturma calisma izni sil bastan.
Haydaaa uzan bakiym uyum kursuna 600 saat...
Hatuna pazar cantasi mi tasittin: 3 puan.
Cep telefonuyla garson kizin etek alti vesikalik resmini mi cektin: 3
puan...
Bilgisayar kamerasiyla komsunun yatak odasini dikizledin: 3...
Sakizini tülbentine yapistirdin: 2 puan...
Sütyenini para cantasi olarak mi kullandin: 1 puan...
Haci yagi mi süründün: 2 puan...
Kahveciden randevu almadan kaaveye mi gittin? Hiiii...2 puan...
Ekmegi tabaga bandira bandira yedin 1, agzini sapirdattin 2, aksirdin
3, tiksirdin 5, saga baktin 2, sola baktin 4, höt dedin 7...
|
|
|